GERİŞDER HABER
Gsm:0535 885 52 84
Gsm:0546 885 52 84
Üzeyir ALTUĞ
0530 467 03 16
Ahmet AKAN
0536 678 93 77
16. YÜZYIL OSMANLI TAPU TAHRİR DEFTERLERİNDE BOLU SANCAĞI - Mehmet İRGE
16. YÜZYIL OSMANLI TAPU TAHRİR DEFTERLERİNDE BOLU SANCAĞI
Yazar: Mehmet İRGE |
Tarih: 10 / 06 / 2019 |
Yazı Okunma: 3068
16. YÜZYIL OSMANLI TAPU TAHRİR DEFTERLERİNDE BOLU SANCAĞI
GİRİŞ
Osmanlı döneminin tarihi ve önemli yerleşim yerlerinden biri olan Bolu Sancağı, günümüze kadar ve günümüzde de idari yapısı bakımından hep merak konusu olmuştur. Bunun yanında Bolu’nun çevresindeki, Bolu’ya bu dönemde bağlı olan yerleşim yerleri ve bu yerleşim yerlerinin bu dönemdeki isimleri dikkat çekmiştir. Köylerin, ilçelerin, beldelerin, kasabaların vb. yerleşim yerlerinin günümüze kadar gelmiş isimleri de tarihe bir ışık tutmak açısından ipucu niteliği taşımıştır ve taşımaya da devem etmektedir.
Bugün “Köyümüzün adı nereden, nasıl geldi? Köyümüzün adı önceden nasıldı? Köyümüzün adı bir değişime uğradı mı? Köyümüzün nüfusu kaç kişiydi? Hane sayısı kaçtı? Köyümüz kalabalık mıydı? Bizim köyümüz ve ilçemiz idari olarak nereye bağlıydı? İlçemizin diğer köyleri nereye bağlıydı? İsimleri neydi? İlimiz nereye bağlıydı?” gibi benzeri genel sorular sürekli olarak sorulmuştur ve sorulmaya da devam etmektedir.Bu soruların cevaplarını da güzel bir şekilde tapu tahrir defterleri hemen hemen vermiştir. Biz de 16. yüzyıl Osmanlı tapu tahrir defterlerine dayalı bir araştırma yaparak meraklı gözlerle sorulmuş olan bu sorulara az da olsa bir cevap bulmuş olduk.
Bu araştırmayı yaparken “Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih (Genel Türk Tarihi) Anabilim Dalı” kapsamı altında “Kenan Ziya Taş” hocamız tarafından 1993’te hazırlanan “Tapu Tahrir Defterlerine Göre 16. Yüzyılda Bolu Sancağı” adlı doktora tezinden bire bir alıntılar ile köylülerimizin ve bölge halkımızın sorularına cevap bulmaya çalışırken yararlandık. Hocamızın bu çalışmasında yer alan tapu tahrir listelerini de bire bir bilgi vermek amacıyla siz değerli köylülerimizle paylaşmış olduk. Hocamızın bu kıymetli eserinde Bolu bölgesiyle ilgili yer alan diğer bilgileri de sizlere sunmaya devam edeceğiz. İnsanlarımızı bilgilendirebilmek ve bu doğrultuda çalışabiliyorsak ne mutlu bizlere…
Bu doktora tezinde ilçemiz Kıbrıscık’ın adı “Kıbrus” olarak geçmektedir. “Kıbrus” isminin de nereden geldiğini şu şekilde araştırıp bulmuştuk:
“Kıbrıscık adının Siberis sözcüğünden geldiği şüphesizdir. Kıbrıscık, Siberis Irmağı’nı1 oluşturan kollardan biri olan Uludere’nin kıyısında yer alır. Irmak adı içindeki iber (Abra,Ebre,Eber,İbra,İbradi,İvrindi) “bol su, gür su” anlamına gelmektedir. Siberis adının diğer bir biçimi de Kiberis. Baştaki K- ya da S-, “İyi,güzel,kutlu,kutsal” anlamındaki öntakının iki biçiminden (Kuwa ya da Suwa/Swa)birinin senkop olayı nedeniyle kısalmasıdır. Dolayısıyla buradaki Kıbrıs kelimesidir. Türk ağzında bir de, Kıbrıs adasından ayırt edebilmek için “ –cık” ekinin eklenmesiyle Kıbrıscık olmuştur. Kıbrıs adasının adı2 da türetiliş biçimi bakımından buna benzediği görülmektedir. Kıbrıscık, aynı zamanda Uludere’nin bir diğer adı olabilir.3”
Kıbrus’un tapu tahrir defterinde köyümüzün adı Geriş yine aynı şekilde bu defterlerde yer almaktadır. Haricinde başka bir isimlendirme ile de (Geriş (Sarukaya)) yer almıştır. Bu isimlendirmenin şu anki Dokumacılar (Kesner) olabileceğini düşünmekteyim. Farklı olarak Sarıkaya ismi de defterde yer almıştır. Bu ismin de Kızık “Sarıkaya” olduğunu söyleyebiliriz.
“Tapu Tahrir Defterleri (Defter-i Hâkâni’ler veya kısaca Tahrir Defterleri), padişah değişimi, yeni fetihler veya zamanla meydana gelen umûmi değişiklikleri tespit etmek gibi çeşitli vesilelerle yapılan sayımların neticelerini ihtiva eden defterlerdir.”4 “
Tahrir adı verilen bu sayımlar, bir bölgeye ait olduğu gibi, aynı zamanda bütün ülkeye de kapsayabilmekteydi. Tahririn nasıl yapılacağı ve ne gibi hususların göz önünde bulundurulacağı kanunnamelerle tespit edilmişti. Tahrir uygulaması umumi hatlarıyla şu şekilde yapılırdı: Tahrir yapılacak bölgeye, bu işi yapmak üzere bir “emin” (il yazıcısı, muharrir, mübaşir, vilayet kâtibi) görevlendirilirdi. Eminle beraber tahrir usulünü bilen “ehl-i vukûf” bir “kâtip” vazifelendirilirdi. Tahrir edilecek bölgedeki mülki idarecilerin de tahrir müddetince bunlara yardım etmesi emredilirdi."5"
” 1 Aladağ Çayı. 2 Kypros. 3 UMAR, Bilge, Türkiye’deki Tarihsel Adlar, S.434 İnkılâp Kitapevi Yayın Sanayi ve Tic. A.Ş. , İstanbul, 1993. 4TAŞ, Kenan Ziya, Tapu Tahrir Defterlerine Göre 16. Yüzyılda Bolu Sancağı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 1993. 5 TAŞ, Kenan Ziya, Tapu Tahrir Defterlerine Göre 16. Yüzyılda Bolu Sancağı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 1993.
“Tahrir esnasında kaza, nahiye, mezraa, yaylak, kışlak, mera ve çiftlik gibi meskûn ve zirai sahaların mülk, vakıf, tımar gibi hukuki durumları tespit edilerek, bu yerlerdeki yetişkin erkek nüfus, varsa ellerindeki toprak miktarları, çift, nim, bennak, caba gibi mükellef oldukları vergi miktarları; muaf iseler buna ait izahatlar ile buradan hâsıl olan zirai ve hayvancılık mahsulleri gibi gelir getiren bütün kalemler kaydedilirdi.”6 “
Bu bilgiler toplandıktan sonra defterler hazırlanırdı. Yukarıda bahsettiğimiz hususların bütün teferruatıyla yazıldığı defterlere “Defter-i Mufassal”, sadece tımar sahiplerinin adlarının ve gelirlerinin yazıldığı defterlere “Defter-i İcmal” veya “Mücmel”, vakıflara ait malumatın toplandığı defterlere “Defter-i Evkâf” denirdi. Hazırlanan bu yeni deftere “Defter-i Cedid” denirdi. Bir önceki deftere “Defter-i Atik” var ise daha önceki deftere de “Defter-i Köhne” adı verilirdi. İlk tahrirlere ait defterlere ise “Kadîm” veya “Akdem” denilir veya bunlar tahrir eminlerinin adları ile anılırdı.”7 “
Ayrıca tımarlı sipahi sancağından ayrı bir teşkilata sahip olan yaya (piyade) ve müsellem sancaklarının tahriri neticesinde elde edilen bilgilerle hazırlanan deftere de “Yaya ve Müsellem Defterleri” denmekteydi. Bu defterlerin tutulmasındaki asıl maksat, Osmanlı devletinin temel müesseselerinden olan tımar rejiminin işleyişini düzenlemek ve kontrol etmekti. Ancak bugün bu defterler, içeriğindeki zengin malzeme ve tarihi bilgi itibariyle, bugün çok kıymetli arşiv belgeleri durumuna gelmiştir. Geçmişte ve günümüzde bu defterlere istinaden kıymetli çalışmalar yapılmıştır. Bunlar bugün daha da artarak devam etmektedir. Bu çalışmalar ya defterleri aynen neşir veya bunlara dayanarak bir bölgenin (sancak, kaza, nahiye) incelemesi veya iktisadi, mali, zirai gibi tarihi çeşitli sahalarına dair araştırmalardır.”8
6 TAŞ, Kenan Ziya, Tapu Tahrir Defterlerine Göre 16. Yüzyılda Bolu Sancağı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 1993. 7 TAŞ, Kenan Ziya, Tapu Tahrir Defterlerine Göre 16. Yüzyılda Bolu Sancağı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 1993. 8 TAŞ, Kenan Ziya, Tapu Tahrir Defterlerine Göre 16. Yüzyılda Bolu Sancağı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 1993.
ARAŞTIRAN
MEHMET İRGE
AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ
ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ
LİSANS ÖĞRENCİSİ
2019
16. YÜZYIL OSMANLI TAPU TAHRİR DEFTERLERİNDE BOLU SANCAĞI | ![]() |
Mehmet İRGE |
CANIM ÇOCUKLARIMA | ![]() |
Serdar SELEK |
GERİŞ KÖYÜ | ![]() |
SELMAN SOYDEMİR ARAŞTIRMACI |
"BEYAZ EKMEKTEN UZAK DURUN!" | ![]() |
TAYFUN TAYŞİ BedenEğt.Öğrt. |
SEL GİDER KUM KALIR | ![]() |
İDRİS ÇAĞLI (İLAHİYATÇI) |
Aytekin Akan
Gsm:0533 732 56 56
Tasarım ve Programlama: Omnportal